KEŞİF YOLCULUKLARI: Farklı Mana Açılımlarıyla, İzahlı ve Görsel Destekli Risale-i Nur Eğitim Programı

Medresetüzzehra Eğitim Yaklaşımı'nın Bilim Felsefesini Oluşturmaya Katkıda Bulunmayı Hedefleyen Akademik Eğitim Faaliyetleri


Yorum bırakın

Başımıza Bir de “Risale-i Nur Tebliğcisi” Tabiri Çıktı! “Mübelliğ-i Nur???!”

Başımıza Bir de “Risale-i Nur Tebliğcisi” Tabiri Çıktı!

“Mübelliğ-i Nur???!”

Allah aşkına bu nasıl bir tabirdir böyle?

“Binaenaleyh Risale-i Nur’u cemaate okumak nimetine mazhar olan kendisinden bir şey katmadan mübelliğ-i Nur olmalıdır.”

Bu hilkat garibesi ve çok vahim tabir, “Hüsnü Ağabey ve Nur Cemaatlerinin Müşterek Lahikası” başlığı yayınlanan lahika metninde geçiyor.

Acaba tarihte Risale-i Nur kadar, okuyanların kutsal kitap gibi algıladığı iddiası yapılan ve müellifinin de peygamber gibi görüldüğü ithamıyla çürütülmeye şiddetli bir şekilde gayret sarf edilen ikinci bir kitap ve müellif var mıdır ki, bu akla ziyan tabiri kullanmaktan hiç kimse çekinmedi?

Hadi bizim yaşımız tutmaz, bunları sadece mahkeme müdafaalarında okuduk, gördük, etraftan işittik. İyi de bu ithamların yapıldığı davalara şahitlik etmiş insanların bulunduğu bir heyetin iştirakıyla, umuma açık olarak yayınlanan bu lahikada böyle uygunsuz ve yanlış anlaşılmaya çok müsait bir cümleye yer verilmesine nasıl izin verilir?

Diğer taraftan, bizler öyle zannediyor ve biliyorduk ki, biz Müslümanız ve yalnız ve yalnız İslamiyet ve imanın yüksek hakikatlerini tebliğ ediyoruz!

Bu yolda Risale-i Nur ise, Kur’an’ın hakikatlerinin, zamanımız insanına hitap eden en kuvvetli delil ve ispatlarını bulunduran ve bu delilleri sağlam bir mantık kurgusu ile sunan bir eser olduğu için, İslamiyeti tebliğ etmek için etkili bir hizmet aracı olarak kullandığımız bir vesiledir sadece. Esas maksadımız değildir, öyle zannediyorduk! Okumaya devam et


Yorum bırakın

Biz Ne Sizin Aldığınız Bu Dersi, Ne de Üstadınızı Tanımıyoruz ve Reddediyoruz!

(Bu Mailimizde birbiriyle irtibatlı ve birbirinin devamı olan üç yazımız paylaşılmıştır. En yeni yazı en baştadır.)

BİRİNCİ YAZI:

Biz Ne Sizin Aldığınız Bu Dersi, Ne de Üstadınızı Tanımıyoruz ve Reddediyoruz!

Bize Öyle Üstad Lazım Değil! Eksik Olsun!

Her türlü yanlış anlamaya müsait şu manasız ve hatalı cümleyi demeden edememişler!

Yani “Sesinizi Kesin, Ders Yapacaksanız Papağan Gibi Aynen Okuyun” Diyorlar!

“Binaenaleyh Risale-i Nur’u cemaate okumak nimetine mazhar olan kendisinden bir şey katmadan mübelliğ-i Nur olmalıdır.”

https://www.nurdanhaber.com/tr-tr/haberler/82998/husnu-agabey-ve-nur-cemaatlerinin-musterek-lahikasi/

Bu ne şimdi?

Bu izah karşıtlığı ile fikir ve düşünceye ve onun sözlü ve yazılı ifadesine ve ilme düşmanlık edilmiş olmuyor mu?

Böyle bir tavra ve hatalı bir yaklaşıma, 1400 yıllık İslam ilim kültür mirasının hangi safhasında rastlanmış?
Okumaya devam et