Yenilikçi ve Tefekkür Akışını Kesmeyen -kesintiyi minimuma indiren- Kullanıcı Odaklı İnteraktif Bir Sözlük Projesi
“Bir gün Üstadımızın huzuruna, Ankara’dan Atıf Ural’la talebeler geldiler. Üstadımızdan sual ettiler ki, gençlerin Risale-i Nur’u iyi anlamaları için sayfa altlarına kelime anlamlarını, lügatlarını yazsak olur mu diye sordular.”
“Hz. Üstad; ‘Risale-i Nur, yüksek marifet-i İlahiye dersi veriyor. Risale-i Nur tahkiki, tefekküri iman dersleri verdiği için o anda okurken bilemediği kelimeyi öğrenmek için sayfanın altına bakarsa huzuru bozulur, manayı dağıtır, istifade edemez. Tekrar baştan da alınmaz. Feyiz alamaz. İzin vermiyorum..Tefekküri iman derslerinin feyzine ve istifadesine mani olur. Onun için izin vermiyorum’ dedi.”
Aşağıda yer alan bilgi ve hatıraların kaynağı: http://www.sorularlasaidnursi.com/risale-i-nurlar-ve-lugat-meselesi/
Bediüzzaman Hazretlerinin hayatında Mehmet Feyzi Efendi’ye lügat hazırlamasını emir buyurmuşlar. O da, “Asa-yı Musa”nın arkasına 600’e yakın kelimeden oluşan bir lügat hazırlayarak Üstada gönderir ve duâsını alır. Bediüzzaman Emirdağ Lâhikasındaki bir mektupta ondan sitayişle bahseder. (Emirdağ Lâhikası, 386.) İhsan Atasoy “Mehmet Feyzi Efendi” isimli kitabında bu hususa geniş yer verir. (Mehmet Feyzi Efendi, s. 35-383.)
Bu Aşağıda Sorulan Soruya Lütfen Dikkat!
Sayfanın altına bakınca huzur bozuluyor, feyiz kaçıyorsa kitabın arkasına bakınca daha çok bozulmaz mı? Mânâ dağılmaz mı? Ayrı bir lügate baksa Risaleden daha uzaklaşmaz mı? Bu durumda Lügat’e bakmanın yasaklanması lâzım! Bediüzzaman’ın talebelerinden Abdullah Yeğin “Yeni Lügat”ını neden yazdı acaba?
İhsan Atasoy Ağabeylerin hatıralarını toplayıp kitaplaştırmıştır. Hüsnü Bayram Ağabeyin hayat ve hatıralarını toplamış, ama Hüsnü Ağabey, “Ben vefat edince bu kitabı bastırın” dediği için henüz yayınlanmadı. Bir gün Risale-i Nur dersinde bundan bahseden Atasoy yukarıdaki hatırayı anlattı. Ancak şöyle:
Bu Aşağıda Nakledilen Hatıraya Lütfen Dikkat!
“Üstadım sayfanın yanına bir çizgi çeksek, oraya kelimeleri yazsak veya altına bir çizgi çeksek ve oraya kelimeleri yazsak ne dersin?” deyince Üstadımız, “Olur kardeşim… Ancak lügatle fazla meşguliyetle manayı dağıtmamaya dikkat etmeli” demiştir.
İhsan Atasoy devamla: “Üstadımız buna karşı olsaydı ‘Olur kardeşim’ demez, ‘Olmaz kardeşim’ derdi. Bu sebeple sayfa kenarına kelimelerin koyulması doğrudur, güzel bir hizmettir” dedi… Bu hatıranın İhsan Atasoy tarafından anlatılan şekli budur.
(Bilindiği gibi hatırayı nakleden kişi hatırayı sadece en üstte verilen eksik şekliyle aktarmakta ve yukarıda geçen soru-cevaptan hiç bahsetmemektedir.)
Son olarak…
Çeşitli kaygılarla Risale-i Nurlar devlet tekeline alınıp Diyanet’in uhdesine verildiği günlerde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez başkanlığındaki Risale-i Nur’ları neşreden yayınevleri toplantısına Yeni Asya Neşriyat Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş da katılmıştı.
Bu toplantıda M. Görmez, “Bir akademisyen olarak ben Risale-i Nurların dipnotlu ve lügatçeli olarak basımına taraftarım. Ancak ağabeyler böyle olsun istemiyorlar. Sizler ne diyorsunuz?” diye sorar…
Bu Aşağıda Sorulan Soruya da Lütfen Dikkat!
Abdullah Eraçıkbaş da “Efendim onlar böyle diyorlar, ama onların bütün dijital ortamda hazırladıkları ve neşrettikleri Külliyatların hepsinde lügat ve âyetler ile hadislerin açıklaması bulunmaktadır. Buna ne diyeceğiz?” deyince hiçbirinden ses çıkmamıştır.”
Bu noktadan itibaren yazımıza kendi ifadelerimizle devam ediyoruz:
Varlık sebebi “asrın anlayışına ve zamanın ihtiyacına uygun hizmet etmek” olarak ifade edilen bir tecdid (yenilik) hareketinin, zamanın yeni ihtiyaç ve şartlarına duyarsız olması kabul edilemez.
Kanaatimizce Üstadın 60-70 sene önceki sözleri, böyle meselelerde tek referans olamaz. Peygamberimizin bile hadis ve Kuranın, kendi zamanında tam olarak yazılmamasına ve hatta hadislerin yazılmasını men eden rivayetlerin mevcudiyetine rağmen, sonraki halifeler hikmetle hareket ettiler ve yazdırdılar. İyi de ettiler.
Kesin olan bir şey var. Bu sözlük/dipnot/meal karşıtlığının hem mantıksız olması; hem de çok daha büyük işlerle meşgul olmak ve insanlık çapında hizmet projeleri üretmek yerine hala böyle küçük meselelere bile takılıp kalmanın, gerçekten zavallıca bir durum olduğu.
Varlık sebebi “asrın anlayışına ve zamanın ihtiyacına uygun hizmet etmek” olarak ifade edilen bir tecdid (yenilik) hareketinin, zamanın yeni ihtiyaç ve şartlarına bu kadar duyarsız olması, mantığa çok ters bir durumdur ve kabul edilecek bir şey değildir. Böyle bir yanlış yaklaşıma itiraz etmek, İslamî hassasiyeti bulunan ve Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ı İslamiyetin üzerinde tutmayan her bir müslümanın üstüne kesin olarak vaciptir.
Açık ve kesin kanaatimiz şudur ki, böyle yanlış yaklaşımların manevî olarak çok büyük bir mesuliyeti vardır. Çünkü imana muhtaç insanlara ulaşmak için, eldeki imkanların (kasten ve bilinçli olarak ve doğru bir iş olarak görülerek) yeterince kullanılmaması söz konusudur. Bunun hesabı sorulduğunda ise, “Biz Üstadımızdan böyle gördük, biz Risale-i Nur’a sadık olmak için bu imkanlara ilgisiz kaldık.” gibi cümlelerin İslamî sorumluluk noktasında makul bir gerekçe olarak görülmeyeceğini azıcık düşünce kabiliyeti olan bir insan görebilir.
“Risale-i Nur Hizmet Tarzının Aynen Korunması ve Devam Ettirilmesinden Ne Anlamalıyız?” isimli yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Şimdi bu sözlük meselesinde temel yaklaşımımız şudur:
Kitap arkası sözlüğü Mehmet Feyzi ağabeye yaptırıp tebrik ettiği malum olan Üstad’ımızın nakledilen hatırada sayfa altı sözlüğü onaylamama gerekçeleri, hikmetleri ve mevcut mahsurlar ortadan kaldırılır veya kabul edilebilir şekilde minimuma indirilebilirse ve bu konuda ciddî bir ihtiyaç ve zaruret mevcutsa elbette geliştirilen yeni yöntemin kabul edilmemesi ve en azından bazı küçük hacimli kitaplarda kullanılmaması için haklı bir gerekçe kalmayacaktır.
Şimdi bakınız gelişen teknolojinin yardımıyla bu konuda ara bir çözüm nasıl geliştirebiliriz düşüncesi ile üretilen alternatif çözümümüzü takdim edeceğiz:
Önemli Bir Not: Bilgisayarın olmadığı dönemde böyle bir sözlük hazırlamak imkânsızdır. Çünkü manası verilecek bir kavramın ilk nerede geçtiğinin ve daha önce manasının dipnotta yer alıp almadığının tüm metin taranarak defalarca kontrolü yapılarak, doğru yerlerine yerleştirilmeleri sağlanmalıdır. Bu da ancak Word gibi bir kelime işlemci programın Arama-Bulma fonksiyonu kullanılarak sağlanabilmektedir. Dolayısıyla şimdiki imkanlarla bile inanılmaz derece zahmetli ve çok uğraştırıcı bir çabadır. Fakat faydasının dezavantajına çok büyük bir oranla galip gelmesi en üstün yönüdür. Zaten çalışmamızın daha geliştirilmiş halini, internet ortamında Envar Neşriyat Risale-i Nur okuma programlarında görmekteyiz. Bu programlarda dokunduğunuz kelimenin manası açılmaktadır. İşte biz de gerek internet gerek basılı kitap ortamında kullanılabilecek ve Üstadımızın bahsettiği mahsurları minimuma indiren tarzda yeni bir sözlük tarzı geliştirdik.
Ayrıca biz bu tarz bir sözlük çalışmasını gerek inşa edilmesindeki aşırı zorluk, gerek kitap hacmi büyüdükçe etkinliğini kaybetmesi sebebiyle özellikle ve daha ziyade küçük hacimli risaleler için veya içinde asıl metnin 150-200 sayfadan fazla yer işgal etmediği izah çalışmaları için tavsiye ediyor ve uygun görüyoruz. Dolayısıyla bu tarz bir sözlük çalışmasına karşı çıkmak için hiçbir haklı gerekçe kalmamaktadır.
(Büyük hacimli kitaplar için de aynı sistemi uygulamak elbette imkânsız değildir. Ancak örneğin 800 sayfalık bir kitabın başındaki bir dipnotta tek sefere mahsus manası verilecek bir kelime veya kavramın ilerleyen bölümlerde bir daha hiç geçmemesi, çalışmanın etkinliğini azaltan ve kitap hacminin büyüklüğü sebebiyle böyle bir çalışmanın yapılmasını zorlaştıran bir durumdur. Çünkü tasavvur ederseniz kitabın ilerleyen bölümleri âdeta sayfa altlarında hiç kelime karşılığı verilmeyen veya çok nadiren verilen bir şekil alacaktır. Kitabın başında bu kelime ve kavramı öğrenememiş veya unutmuş biri için kitap arkasındaki sözlüğe bakma ihtiyacı daha çok olacaktır. Veya direk olarak kitabın sonlarındaki bir bölümü müstakil olarak okumak isteyen biri için çalışma çok yardımcı olamayacaktır. Fakat büyük hacimli kitaplar için söz konusu olan tüm bu dezavantajlara rağmen, yine de kitabın tamamen sözlüksüz olmasına nispeten daha işlevsel olacağının da göz önünde bulundurulması yerinde olacaktır.)
Kullanıcı Odaklı İnteraktif/Organik Dipnotlar ve Kavramlar Sözlüğü
Aşağıda bahsettiğimiz tarzdaki “Dipnotlar ve Kavramlar Sözlüğü”, internet üzerinden ücretsiz olarak yayımlanan kitap çalışmamız “Olağanüstü Bir Hazinenin Keşif Yolculuğu: Risale-i Nur Eğitim Programı”nda ilk kez kullanılmıştır.
* Genel olarak bir kelime ve kavramın izahı, bir sefere mahsus olarak dipnotlarda yapılmıştır ve daha sonraki tekrarlarında ise, kitabın arkasında yer alan “Kavramlar Sözlüğü”ne alınmıştır.
* Dipnotlarda kelime ve kavramların sözlük karşılıkları, eserde kullanılan manası esas alınarak verilmiş; fakat bununla da yetinilmeyerek, zaman zaman eserde kastedilen mana ve kelimenin diğer kullanım şekilleri detaylı biçimde açıklanmış olup, eser metnini okuma anında aktarılması gerekli görülen izahlara ise, izah metni beklenmeksizin eser metni içinde dipnot veya ara not olarak yer verilmiştir.
* Bu tür çalışmalarda kullanılan dipnot, sözlük ve kavram açıklamalarının kaçınılmaz dezavantajı olan “okuyucunun tefekkür (düşünce) akışını bozucu ve kitap hacmini aşırı arttıran” özelliklerinin minimum düzeye indirilmesi için geliştirilen bu yöntemde, tamamen okuyucu için kişiselleştirilmiş ve bu kitaba özel olarak nakış nakış işlenerek hazırlanan, organik ve interaktif bir sözlük çalışması yapılmıştır.
* Dipnotlarda yer verilecek kelime ve kavramların seçimi, (bu yöntemde eser metninde geçen tüm bilinmeyen kelimelere yer verilmemektedir) “kelime veya kavramın asıl metni anlamaktaki kritik önemi, kelimenin Risale-i Nur’un genelinde ne kadar çok geçtiği ve ne kadar önemli bir kavram olduğu” kriterleri birlikte düşünülerek yapılmaya çalışılmıştır.
* Kullanılan bu yöntemde, dipnotlarda makûl sayıda (genel olarak 5-10 taneyi geçmeyen sayıda) kelime adedi bulunduğundan, minimuma indirilmiş bir arama süresi ile aranan kelimeleri hemen bulabilme imkânı verilerek, tefekkür akışının kesintisinin minimum düzeye inmesine çalışıldı.
* Ayrıca bilinmeyen kelimelerin manalarına, dipnotta (çoğunlukla) bir sefere mahsus olarak yer verilmesiyle, okuyucunun kelime ve kavramları öğrenmeye ihtiyaç hissetmesi ve kelimelerin manalarını hatırlamaya çaba sarf etmesi, böylece sözlüğe bakma sıklığının azaltılması hedeflendi.
“Olağanüstü Bir Hazinenin Keşif Yolculuğu: Risale-i Nur Eğitim Programı” kitap çalışmamıza ulaşabileceğiniz internet sayfası:
https://atomic-temporary-101453453.wpcomstaging.com/kitap-calismalari
Seminer Videosu:
