Tabiat Kanunları Nedir?
(Click Here for English Versiyon)
Bu Yazı, “Tabiat Risalesi Açılımları: İlahî Teknolojinin Detaylarında Hayalî ve Zihinsel Bir Keşif Yolculuğu” isimli ve Allah’a iman hakikatinin, mantık ve bilim zemininde akademik olarak ispatının yapıldığı kitabımızın bir parçasıdır. Kitaba Ulaşmak İçin Lütfen Buraya Tıklayın.
Adı üstünde “kanun”, yani yapılan bir iş hakkında verilen kararın nasıl uygulanacağını gösteren prensip. Nasıl bir şeydir kanun?
Soyut bir kavram. Somut varlığı var mı? Yok. Ne ile bilinir varlığı? Eserleri ve tesirleri ile bilinir. İcra edildiği zaman varlığını belli eder. “Mahkeme kararını uyguladı, mahkûmu infaz etti” dediğinizde kanun orada ortaya çıkar, hükmün icrasıyla kendini gösterir.
Bir kanunun işleyişi için bir kanun koyucu, yani bir irade sahibi gereklidir, yoksa kanunların kendi başlarına işleme kabiliyetleri yoktur. Tabiat kanunları da, eşya üzerinde etkisini gösteren, fakat haricî ve somut bir varlığı bulunmayan soyut kavramlardır. Bu kadardır meşhur tabiat kanunları işte. Yani içi boş kavramlardan ibarettirler. Esas itibariyle tabiat kanunları demek, sürekli olarak belli bir düzenlilikte hareket eden maddenin, bu hareketindeki düzenliliği nedeniyle belirlenebilen hareket prensiplerine verilen isimler demektir. Eğer madde düzenli hareket etmeseydi, hiç bir bilim dalı oluşmayacaktı denilebilir.
Ara Not: Aslında kuantum dünyasında ve atom altı dünyada belirsizlik ilkesine göre elektronun nerede olduğu bile belli değil. Madde tamamen bir kaos ve belirsizlik halinde hareket ediyor. Küçük âlemde öyle. Peki büyük âlemde yani gözle gördüğünüz maddî âlemde nasıl böyle düzenli ve kararlı bir madde yapısı ortaya çıkıyor? Bunu kim izah eder Allahaşkına? (Bu konuda “Tabiat Risalesi Açılımları” kitabımızda Risale-i Nur’dan yararlanarak çok çarpıcı tespitler ortaya koyduk.)
Maddenin düzensiz hareket ettiği bir durumda neyi kaideleştirip kitaba koyacaksınız ki? Neyin adına bilim diyeceksiniz? Bilim dediğiniz her şey ve bilim adına ne varsa, maddenin düzenli hareket edişi nedeniyle ortaya çıkan bir bilgi birikimidir ve kâinatın düzenliliğinin bir ifadesidir. Madde düzenli hareket etmeseydi, bilim diye bir şey olur muydu? Elbette olmazdı. İşte tabiat kanunları, maddî bir vücudu olmayan bir kavram olmakla beraber, maddenin nasıl hareket ettiğini ifade etmeye yarar sadece. Demek istediğimiz şu ki; maddenin hareketini tabiat kanunlarına dayandırarak açıklamaya çalışmak aynen şu misale benziyor:
Usta bir mühendis tarafından tasarlanmış ve büyük bir fabrika tarafından üretilmiş bir yolcu uçağını, sadece havanın kaldırma gücüyle, termodinamik kanunuyla, elektrik kuvvetiyle ya da uçağın parçalarının bir araya gelmesi ile açıklamaya çalışmak, hatta daha da ileri gidip uçağın kendi kendine oluştuğunu iddia etmek ve o uçağı tasarlayan mühendisi ya da fabrikasını hiç hesaba katmamak, ondan hiç bahsetmemek ve açıklamada onu konu dışı bırakmak, ne derece mantıktan ve bilimsellikten uzak bir izah ise; öyle de, bir uçaktan çok daha ileri bir uçuş sistemine sahip olan ve binlerce türü, yüz milyonlarca ferdi bulunan kuşların mekanizmasını tabiat kanunlarına dayandırmak, bu misalden bin kat daha akıl ve bilim dışıdır diye düşünüyoruz.
Nasıl ki bir uçak kendi parçalarını kendisi yapamaz. (Aksini iddia eden yoktur herhalde.) Öyle de kâinat içindeki maddî sebepler, uçağın parçaları gibidirler. Uçağın parçaları, bir mühendisin ilim ve iradesi, bir fabrikanın gücü olmadan yapılamazlar ve bir iş göremezler. Gerçi hiç kimse inkâr etmez ve herkes kabul eder ki; o uçak, o parçalar kullanılarak yapılmıştır.
Burası dikkat gerektiren ince bir noktadır. Biz de kabul ediyoruz bunu, inkâr etmiyoruz ki.
Fakat diyoruz ki: “Yahu arkadaş! Allah sana insaf versin! O parçalar ‘Bir araya gelelim de bir uçak oluşturalım’ diyemezler.”
Biz bunu diyoruz. Bu kadar basit bir şeyi söylüyoruz. Bunu anlamak bu kadar mı zor? Bunu ifade etmenin neresi bilim dışı?
Kâinatın kendisi de inşa edilmiş ve akıllıca tasarlanarak yapılmıştır ve içindeki eşya ve canlıların yapanı, kâinat olamaz diyoruz.
Bu düşüncede asla sebepleri inkâr etmek yok. Sebepler mi, bilim mi, tabiat mı, yaratıcı mı?
Böyle bir ikileme, böyle bir tercihe gerek yok ki. Hepsi bir arada çalışıyor zaten!
Bir uçağı termodinamik kanunundan ayıramazsınız, ayrı düşünemezsiniz.
Bizim itiraz ettiğimiz nokta, o uçağın mühendisinin neden hesaba katılmadığıdır. Bütün derdimiz budur.
Başka da bir şey değildir. O sebeplerin de, o sebepler kullanılarak yapılan sanatlı ve tasarımlı eşyanın da, onları yapabilecek özelliklere sahip biri tarafından yapılmış olduğuna aklen hükmetmek var burada.
“Tabiat Kanunları Nedir?” Seminer Videosunu Buraya Tıklayarak veya Aşağıdan izleyebilirsiniz.

