Sinek Mucizesi
(Click Here for English Versiyon)
Bu Yazı, “Tabiat Risalesi Açılımları: İlahî Teknolojinin Detaylarında Hayalî ve Zihinsel Bir Keşif Yolculuğu” isimli ve Allah’a iman hakikatinin, mantık ve bilim zemininde akademik olarak ispatının yapıldığı kitabımızın bir parçasıdır. Kitaba Ulaşmak İçin Lütfen Buraya Tıklayın.
Bir sineğin oluşumunu eğer tabiî sebepler ve maddî unsurların hareketiyle açıklayacaksak, o unsurların sineği oluşturma esnasında maddeten yanında bulunduklarını ve içinde çalıştıklarını elbette kabul edeceğiz. Peki bu nasıl olacak, hiç düşündünüz mü? Aslında derin fakat cevabı basit olan şu sorunun cevabını verebilmek ve bu olayı anlayabilmek için şunu yapmamız gerekiyor: Bir an için bize anlatılanları ezber tarzında kabul etmekten çıkıp gerçekten kabul etmeye çalışın. “Maddî sebepler bu sineği yapıyor” deniliyor. Tamam, öyle olsun. Maddî sebepler gerçekten bu sineği yapıyor olsun.
Peki neyi kabul etmemiz gerekiyor bunun için? Nasıl olacak bu iş? İşte bu çok ilginç bir sorudur.
Çünkü tabiattaki maddî sebepler, her biri farklı bir yöne ölçüsüzce hareket eden, oldukça düzensiz ve birbirleri ile uyum içinde olmayan, dışarıdan bir müdahale olmadıkça da hudutsuzca rastgele akıp giden bir özellik gösterirler. Hâlbuki o sineğin vücudunun oluşması için, birçok maddenin belli ölçülerde bir araya getirilmesi lazımdır. Daha sonra da, o bir araya getirilen maddelerin birbirleriyle uyumlu olarak doğru yerlerine yerleştirilmeleri lâzımdır. O maddelerden oluşturulacak ve belli ölçülerde bulunan vücut parçalarının, her birine özel olarak belirlenmiş şekilleri ve ince kıvrımları vardır. Bu ölçüler tam olarak tutturulmazsa, o sineğin vücudu meydana gelemez. Özellikle ilk seferinde plansız ve kalıpsız olarak, geçmişten aktarılan bir Dna bilgisi de olmadan üretilecek bir sineğin küçücük vücudunun hem dışında hem de içinde, bu kaba saba, düzensiz ve birbiriyle uyum içinde çalışmayı düşünemeyen tabiattaki maddî ve şuursuz unsurlar, nasıl bir araya gelerek bu sineği yapabileceklerdir? Bu nasıl mümkün olacak? Hayal edebiliyor musunuz? Bunun olabilirliği var mı?
Rüzgâr bir yerden eser, estiği eşyayı diğer tarafa sürer götürür.
Su bir yerden akar, aktığı yeri ölçüsüzce ıslatır ve rastgele akıp, sürüklediği eşyayı diğer bir tarafa götürür. Yüzünü nereye çevirirseniz oraya giden bir unsur..
Güneş bir eşyayı ısıtır, sıvı halden katı hale döndürür, bazen tamamen kurutur ve o halde bırakır, gider. Hiç umurunda olmaz. 
Yerçekimi ise düşen bir eşyanın kırılmasına aldırış etmez, onu düştüğü yerde terk eder.
Bir kayayı kendi haline bırakırsanız ve işlemezseniz, ya yılların geçmesiyle un ufak toz hale gelir ya da parça parça irili ufaklı taşlara dönüşür.
En fazla etki sahibi olduğu söylenen, canlılığa kaynaklık ettiği söylenen unsurlardan toprak ise, ıslandığında balçık gibi bir çamur ve kuruduğunda kendine menfaati olmayan cansız bir maddedir.
İçinde yapılacak bir maddenin gerekli nem, ısı ve basıncının hassas ayarını belirlemeyi bilmez. Hâlbuki neler çıkıyor içinden değil mi?
Yıldırımlar, yanardağlar, fırtınalar da temas ettikleri yeri küle çeviren, dağıtan, yapısını bozan ve zarar vermekten başka bir işe yaramayacak gibi görünen diğer büyük unsurlardır.
“Bunlar yaptı!” diyorsunuz. Öyle mi? Eldeki malzemeye ve sahip oldukları kabiliyete bir bakın. Bu hiç bir işe yaramayacak gibi görünen maddeler ile oluşturulmasına çalışılan bir sineğin hem dıştan, hem içten ne kadar detaylı bir sanat ve teknoloji harikası olduğuna dikkat edin bir de. “Sineğin gözündeki birkaç milimetrelik alan içinde 8000 tane mercek mevcuttur. Bu merceklerin her biri görüntüyü farklı açılardan görürler. Sinek bir çiçeğe baktığında çiçeğin tüm görüntüsü, sineğin sahip olduğu 8000 ayrı mercekte ayrı ayrı belirir. Sineğin beynine ulaşan bu farklı görüntüler, bir yap-boz oyunundaki parçaların birleşmesi gibi birleşirler. Bu binlerce farklı parçanın birleşmesi sonucunda ise sinek için anlamlı bir çiçek görüntüsü oluşur”.[1]
Sadece birkaç milimetrelik bir alan içine 8000 tane mercek yerleştirebilecek ve bunların her birine görme yeteneği verebilecek bilgi ve teknoloji, günümüzde mevcut değildir. Bunların ışığı algılamasını sağlayacak ve bu algıyı mükemmel bir şekilde görülür hale getirecek bir sinir sistemini oluşturmak ise, şu an itibariyle sahip olduğumuz en hassas ve küçük makinelerle bile tamamen imkânsızdır.
Şimdi vücudunun ince kıvrımlarıyla, şaşırtıcı göz yapısıyla ancak ilahî bir teknolojinin sanat eseri olabilecek harika bir canlı makine olan sineğe, daha önce hiç bakmadığınız bir şekilde bakmak ve hayret etmek için sadece karşınıza çıkan resimleri inceleyin. Aşağıdaki ilk resme tıklayarak tam ekran slayt galerisi olarak görüntüleyebilirsiniz.
Gördüklerinizden sonra tefekkür ufkunuz alabildiğine açılmış olduğundan, sineğin “Benim tesadüfe ve tabiata havale edilmem imkân haricidir!” diye yüksek sesle ilan ettiğini duyuyor olmalısınız.
İşte saniyede iki yüz defa çırptığı kanatlarıyla ve uçaklara ilham veren uçuş sistemiyle böyle hayranlık uyandıran bir sineğin fantastik vücudunu, tabiatın ve maddî sebeplerin oluşturduğunu iddia etmek için, sineğin o küçücük gözünde tabiattaki maddî unsurların bir fabrika işçisi gibi, inanılmaz ince bir işçilikle ve ustalıkla çalıştıklarını kabul etmek gerekiyor. Çünkü sebep maddî olduğundan içinde, dışında ve birlikte çalışacaklar. Başka türlü nasıl yapabilirler?
Böyle bir şeyi kabul etmenin ise, en mümkün olmayan hayalleri bile zorladığı, ihtimal ve akıl dairesinin dışında kaldığı bizim kanaatimizce gözle görünüyor. Akıl gözü ve maddî göz bunu görüyor. Gördüklerimizi birleştirerek mantıklı bir yorum yapmamız lâzım. Bu çıkarımı yapabilmemiz gerekiyor. İmtihan sırrı gereği matematik kesinliğinde bir delil yok. Ama neredeyse o derecede kesin denilebilir. Gördüğümüzden, görmediğimize intikal etmek. İşte iman, inanç bu..
[1] How Come? Planet Earth, Kathy Wollard, Workman Publishing, New York, 1999, sf. 116
“Sinek Mucizesi” Seminer Videosunu Aşağıdan veya Buraya Tıklayarak İzleyebilirsiniz.




















Geri bildirim: Bir Mazeret ve İzah ve Önemli Bir Bilgilendirme | KEŞİF YOLCULUKLARI: Farklı Mana Açılımlarıyla, İzahlı ve Görsel Destekli Risale-i Nur Eğitim Programı