KEŞİF YOLCULUKLARI: Farklı Mana Açılımlarıyla, İzahlı ve Görsel Destekli Risale-i Nur Eğitim Programı

Medresetüzzehra Eğitim Yaklaşımı'nın Bilim Felsefesini Oluşturmaya Katkıda Bulunmayı Hedefleyen Akademik Eğitim Faaliyetleri


1 Yorum

Açık Davet: Bu Kitap Çalışmasına Siz de Katkıda Bulunun!

Açık Davet: Bu Kitap Çalışmasına Siz de Katkıda Bulunun!

Aşağıda takdim ettiğimiz kitap çalışmasını ortak bir çalışma ile gerçekleştirmeyi hayal ediyoruz. En aşağıda verdiğimiz iletişim bilgilerinden lütfen bize ulaşın ve faydalı olacağını düşündüğünüz çalışma ve katkılarınızı mailimize gönderin. Katkıda bulunan ve katkıları kitap içine alınanların isimleri kitabı hazırlayan isimler içine dahil edilecektir.

Taslak Kitap İsmi: Yaratılışın Temelleri

Taslak Alt Başlık: Yaratılış Modelinin Bilim Felsefesinin Fikrî (Teorik) Alt Yapısı

Kitap Kapağının Üstündeki Slogan: Yaratıcının Varlığını Kabul Eden Bir Bilim Anlayışı

Ne dersiniz? Böyle bir çalışmaya sizce de çok ihtiyaç yok mu?

(Paylaştığımız kitap kapağı, hayalimizdeki çalışmanın bir tasavvurundan ibarettir.)

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Muhakkak Maslahat, Mevhum Mazarrata Feda Edilmez

Muhakkak Maslahat, Mevhum Mazarrata Feda Edilmez….

(Kesin olarak faydalı olan bir iş, gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen zararlara feda edilmez.) 

Bir kardeşimiz bir önceki mailde sizlerle paylaştığımız Risale-i Nur Eğitim Programı teklifimiz hakkında şöyle yorumda bulunmuş. Bu tarzda gelecek bir itiraza cevap verilmesi için güzel bir vesile oldu. Önce yorumunu sonra teklifimizi yazalım. Sonra da cevabımızı yazalım. 

“Ediz Sözüer kardeşim, Bu tarz ve anlayış zamanla su-i istimale açık ve problemli bir yaklaşım. Zira birisi çıksa benim de bu konuda çalışma ve ilmi eserlerim okunsun, istifade edilsin dese; yada birisi dese ki nasıl olsa bu da Risale-i Nurun izah ve anlatımları,bunu anlamak daha kolay, Risale-i Nuru okumaya ne gerek var dese ne diyeceğiz ve ne yapacağız? Al sana bir problem ve fitne. Kaldı ki geçmişte bu tarzı malum yapı kullandı; nasıl mı, resmî ve göstermelik bir bölüm ve kısım okudular arkasından malum zatın buna dair fikir ve yorumları okunmaya geçildi. Şimdilerde de bazı yerlerde Risale-i Nurdan önce hadis ve fıkıh gibi dersler okunsun diye eski köye yeni âdetler çıkarıyorlar. Ben şahsen 35 senedir bir çok grubun derslerine katıldım ve gördüm; ne böyle bir adet ve nede böyle bir uygulama görmedim. Üstadımızın yanında onun usul ve tarzını bilen ve gören abilerimiz den bu dersler böyle gelmiş ve kabul görmüş.” 

“Zamanla su-i istimale açık ve problemli bir yaklaşım” olarak nitelendirilen teklifimiz şuydu:

“Risale-i Nur Eğitim Programı derslerimiz ve izah metinlerimiz, belirlenecek zamanlarda ve bir program dahilinde umumi ve hususî derslerde okunmalı ve mümkünse görsel destekli olarak sunulmalıdır. Özellikle kitap okuma programlarında kısa zamanda çok mesafe aldıran ve insan yetiştiren sistematik bir eğitim programı ve yoğunlaştırılmış, hızlandırılmış bir kurs mantığı içinde muhakkak surette tatbik edilmelidir.” 

Okumaya devam et


Yorum bırakın

“Risale-i Nur Eğitim Programı Derslerimiz ve İzah Metinlerimiz, Umumi Derslerde Risale-i Nur Yerinde Okunsun, Okunmalı” diyemez miyiz?!!

“Risale-i Nur Eğitim Programı Derslerimiz ve İzah Metinlerimiz, Umumi Derslerde Risale-i Nur Yerinde Okunsun, Okunmalı” diyemez miyiz?!!

Hayır efendim, öyle değil! Pekala diyebiliriz, deriz ve diyoruz! Nasıl mı? İşte buyrun:

(Aşağıda verilen “kurulması gereken doğru ve isabetli cümle”ye lütfen dikkat!)

Aslında bu garip soruda bir mantık hatası olduğunu belki siz de fark etmiş olmalısınız fakat biz yine de konuya açıklık getirelim. Çalışmalarımız hakkında bir kardeşimiz şöyle demiş:

“İlk zamanlardan beri çalışma ve paylaşımlarını takip ediyor, kendi sayfalarımda paylaşıyorum. Risale-i Nur’a merak ve alakası olanlar için elbet çok güzel ve istifadeli; öyle kişilere tavsiye ediyoruz. Umumi derslerde Risale-i Nur yerinde okunsun, okunmalı diyemeyiz.

Verdiğimiz cevabın herkese faydalı olduğunu düşünüyoruz:

“Öncelikle bu cümlede çok ciddî bir mantık hatası ve yanlış var. Sanki bizim derslerimiz ve Risale-i Nur birbirinden ayrı ve farklı bir şeymiş gibi ifade edilerek bunun onun yerine okunması teklif edilmez denilmiş. Bu söz tamamen yanlıştır. Çünkü bizim Risale-i Nur egitim programı derslerimizde, önce Risale-i Nur’un asıl metni okunuyor, sonra bu metne ait izah metni okunuyor. Bu nedenle böyle bir cümle tamamen manasız oluyor! İnsana, acaba bu kardeşimiz bizim tek bir ders videomuzu izlememiş ve eğitim kitabımızdan bir tek bölüm okumamış mi ki, çalışmanın mahiyetinden habersiz biri gibi böyle yanlış bir cümle kurmuş dedirtiyor! (ilk zamanlardan beri takip eden biri böyleyse dışardan bakan diğerlerini tasavvur bile edemiyoruz!)

Dolayısıyla kurulması gereken doğru ve isabetli cümle şudur:

“Risale-i Nur Eğitim Programı derslerimiz ve izah metinlerimiz, belirlenecek zamanlarda ve bir program dahilinde umumi ve hususî derslerde okunmalı ve mümkünse görsel destekli olarak sunulmalıdır. Özellikle kitap okuma programlarında kısa zamanda çok mesafe aldıran ve insan yetiştiren sistematik bir eğitim programı ve yoğunlaştırılmış, hızlandırılmış bir kurs mantığı içinde muhakkak surette tatbik edilmelidir.”

Okumaya devam et


5 Yorum

İslâm’ın ve Risale-i Nur’un İstikbalini Tehdit Eden İşte Esas Tehlike: İlim Üretim Faaliyetine, Düşünceye ve Akla Düşmanlık

İslâm’ın ve Risale-i Nur’un İstikbalini Tehdit Eden İşte Esas Tehlike:

İlim Üretim Faaliyetine, Düşünceye ve Akla Düşmanlık

Temel/Kaynak Yazı

(Lütfen “Mutlak Vekillik ve İzah Karşıtlığı” meselelerinde yazdığımız inceleme yazılarının bir arada sunulduğu yazımızın tamamını, yazımızın sonuna eklenen ilave yazılarla birlikte okuyun. 10 dk.lık çok önemli ve metinden farklı içeriğe sahip olan ve aşağıda adresi verilen videoyu da muhakkak izleyin. Resmin tamamını görmek için bunu yapmalısınız.)


Öncelikle yazımızın çatısını koymak istiyoruz. Daha sonra meseleyi detaylandıracağız. İşte buyrun:
 
“Risale-i Nur Herşeye Yeter” demek (yani hiç bir ilim üretim faaliyetinde bulunmadan herşeyi ondan beklemek, Kur’an medeniyetinin kendi kendine kurulup insanlığa hâkim olacağı zannı içinde oturup beklemek ve herkesi de oturup beklemeye sevk etmek) İslamiyete İhanettir!
 
Kısa Video Adresi: https://youtu.be/UnY-4kb6o9w
 
Risale-i Nur’un herşeye yetmediğini görmek de bir yeterlilik ve ufuk gerektirmektedir. Herşeyi 100 sene önce yazılmış bir eserden ve insandan beklemek acizliktir, tembelliktir ve asla gerçekçi değildir. Eğer böyle bir şey gerçekçi olsaydı herşey Kur’an ve hadisten beklenirdi, bir İslamî ilim kültür birikimi oluşmasına ihtiyaç olmazdı. Değil mi?Halbuki daha yapılması ve geliştirilmesi gereken çok ve büyük işler vardır. Bu yönde gayret gösteren kişilere destek vermemek, taraftar olmamak hatta karşı çıkıp mani olmaya çalışmak ise, tarifi mümkün olmayan bir vahim hatadır.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Eğitimde Şekil (Format) Perestlik ve Fonksiyonellik (Kullanışlılık, Faydalılık ve Maksada Uygunluk) Kriteri

Eğitimde Şekil (Format) Perestlik ve Fonksiyonellik (Kullanışlılık, Faydalılık ve Maksada Uygunluk) Kriteri

Yazımız, eğitimle ilgilenenlerin dikkatlerine özellikle arz edilir ve mana-yı harfi eksenli ders kitaplarıyla ve değerler eğitimiyle ilgili olanların kulakları çınlatılır!

Bir eğitim kitabı ve programında özellikle batı kaynaklı ders kitabı formatlarına yüzeysel bir biçimde uygunluk göstermeye kendini mecbur hissetmek ve bu alanda bir üretim yapan birine de ilk evvel bu şekil şartlarını sormak veya dayatmaya çalışmak gerçekten eğitimin ruhundan habersiz olmakla eşdeğerdedir diye kanaatimiz var.

Bizim bir eğitim uzmanı olmadığımız malum. Bir ders kitabı yazarı da değiliz, bu işlerin şekil şartlarını bilen ve kontrol eden bir ders kitabı inceleme komisyonunun üyesi de değiliz.

Fakat kesinlik derecesinde bildiğimiz bir şey var ki o da şudur: Mana şekilden önce gelir ve gelmeli. Maksada uygunluk ve ihtiyacı karşılama kriterleri ise her şeyden üstte tutulmalı. Çünkü esas üretim budur, diğerini o alanda teknik bilgiye sahip herhangi biri yapabilir. Pek uzmanlık işi sayılmaz yani. Veya sayılsa bile, sanattan sayılmaz. (İşin içine ruhunu katarak, bir sanatçı hassasiyetiyle ders kitabındaki çizimleri yapan grafikerler müstesna)

Okumaya devam et


7 Yorum

Seminer Videosu ve Metni-Üsküdar Üniversitesi Özel Seminer Programı (Yaratıcının Varlığını Kabul Eden Bir Bilim Anlayışı-Varoluşu Sorgulayan Kainat Tasavvuru)

Varoluşu Sorgulayan Kainat Tasavvuru (Yaratıcının Varlığını Kabul Eden Bir Bilim Anlayışı)

Üsküdar Üniversitesi Özel Seminer Programı

29 Kasım 2019 Cuma günü 14.00’de Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda sunulmuştur.

Üstün başarıları onure etmek adına başarı sahibine verilen manevi değeri yüksek ödüllere plaket adı verilmektir. Program sonunda Ediz Sözüer’e Üsküdar Üniversitesi Rektörü Nevzat Tarhan imzalı plaket takdim edilmiştir.

Seminer Videosunun Adresi: https://youtu.be/MniGC9ujjC8

Okumaya devam et


Yorum bırakın

M.KEMAL VE İSLAM’A ZARAR VEREN İNKILAP VE İCRAATLARI HAKKINDA

M.KEMAL VE İSLAM’A ZARAR VEREN İNKILAP VE İCRAATLARI HAKKINDA
 
Fikrî ve ilmî kanaat düzeyinde ve hiç kimsenin itiraz edemeyecegi bir mantık kurgusuyla ve düzgün bir üslupla İslam dinine ve Kur’an’a çok ciddî zarar veren icraatların ne derece çirkin, gereksiz ve millete karşı yapılan bir hainlik manasına gelen yanlış uygulamalar olduğunun gösterilerek hakikatlerin ifade edilmesidir:
 
“İnkılablar adı altında yapılan icraatlar ve mahiyetleri ortadadır. Bu icraatların İslam dininin hükümlerine uygun olup olmadığı, imanın gereklerine ters düşüp düşmediği ve dolayısıyla bu uygulamaların dine zarar verip vermediği yönünden incelenmesi ve ele alınması doğru bir yaklaşım olacaktır.
 
Zaten İslamî hassasiyete sahip insanlar, bu tür icraatlara baktıklarında dinen tasvip edemeyecekleri noktaları –eğer varsa- göreceklerdir ve görmelidirler.
 
Aslında burada sorun, yapılan uygulamaları doğru ve güzel işler olarak görülmesidir! Evet, esas mesele bu icraatlerin ne derece çirkin, gereksiz ve millete karşı yapılan bir hainlik manasına gelen yanlış uygulamalar olduğunu göstermektedir. Gerisi çok da önemli değildir.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Kendi Paranızla Hırsızlık Yapılmasına Razı Olmayın!

Kendi Paranızla Hırsızlık Yapılmasına Razı Olmayın!

Herhangi bir alışverişte KDV fişi almamak aynen şunun gibidir: Siz sokaktan geçen bir insanın cebine para koyup, bir de üstüne hırsızlık yapmasına yardımcı olur musunuz? Elbette kendi paranızla tanımadığınız bir insanın hırsızlık yapmasına razı olmazsınız. İşte fiş almamak bu misalden tamamen farksızdır.

Fişi almadığınız zaman, sizin adınıza devlete ödenecek parayı (verginizi) fişi almadığınız müessesenin sahibine bağışlamış oluyorsunuz. Hem de bir de üstüne kendi paranızla (âdeta cebine para koyar gibi) devletten vergi çalmasına yani hırsızlık etmesine yardımcı olmuş oluyorsunuz. Peki buna razı olur musunuz? Elbette olmazsınız ve olmamalısınız!

Okumaya devam et


Yorum bırakın

İslam Şeriatı Elbise Gibi Değildir!

İslam Şeriatı Elbise Gibi Değildir!

İslam şeriatı elbise gibi değildir, eskise de aynen koruyalım ve öylece tatbik edelim denilsin… Böyle bir şeye ihtiyaç ve gerek yoktur. Çünkü: cild ve deri gibi büyüyen, gelişen ve zamanın şartlarına adapte olabilen dinamik bir yapısı vardır… Temel kaideleri ise ezelden gelip ebede gider ve onlar değişmez…

Okumaya devam et


Yorum bırakın

İdam Cezası Hakkındaki Kanaatimiz

İdam Cezası Hakkındaki Kanaatimiz

Şahsımız adına kısas hükmünü iman itibariyle hak kabul etmekle beraber, (yani idam cezasına temel olarak karşı değiliz) bu cezanın, af ve sulh ile neticelenmesi ilahi vahiyle tavsiye edilmiş olduğunu vurgulamakta büyük fayda var.

Ayrıca böyle bir cezanın uygulanması için gerekli şartların tamamen tahakkuk etmediğine kanaatimiz var. Şöyle ki:

Okumaya devam et